ABD Pakistan’ı ateşe attı

Taliban, salı günü Pakistan’ın PeÅŸaver ÅŸehrinde bir okula düzenlediÄŸi baskında 132’si çocuk olmak üzere 141 kiÅŸiyi öldürdü, 100’den fazla kiÅŸiyi de yaraladı. Tam bir vahÅŸet! Ülkede 3 günlük ulusal yas ilan edilirken kardeÅŸ ülke Türkiye de dün 1 günlük yas ilan etti.

Hint alt kıtası Müslümanları Hindistan’dan çok kanlı bir süreçle bağımsızlıklarını ilan etmiÅŸ, barış ve huzur içinde yaÅŸayacakları bir Ä°slâm devleti hayalleriyle Pakistan’ı kurmuÅŸlardı.. Bu maalesef gerçekleÅŸmedi. Bugün dahi bunun sıkıntıları aşılabilmiÅŸ deÄŸildir.

Ancak bu kardeÅŸ ülkenin asıl istikrarsızlaÅŸma süreci Pakistan’ın ABD ile beraber Afgan cihadını organize etmesiyle baÅŸlamıştır. Peki, nasıl oldu bu?   

Ruslar, Afganistan’ı 1979 yılında iÅŸgal ettiÄŸinde, ABD müttefikleriyle beraber bu toprakları Sovyetler BirliÄŸi’ne mezar yapmaya karar vermiÅŸ ve bu minvalde bütün NATO ülkelerini alarma geçirmiÅŸti. NATO ülkesi olmayan ve Rus yayılmacılığından korkan diÄŸer müttefik ülkeler de alarma geçirilmiÅŸti. Pakistan da bunların başında geliyordu.

Ä°nsan potansiyeli, Afganistan’la olan uzun sınırı bu coÄŸrafyada Sovyetlere karşı baÅŸlatılacak kavgada Pakistan’ı vazgeçilmez kılıyordu. 5 milyonun üzerinde Afgan muhacirini topraklarında uzun yıllar misafir etti. Hâlâ da geri dönemeyenleri misafir etmeye devam ediyor.

Daha da önemlisi ABD’nin Pakistan’daki Ä°slâmî hareketlerin genç kadrolarını, medrese öÄŸrencilerini Ruslara karşı cihat etmede önlerini açmasıydı. Çok kritik baÅŸka bir mesele de dünya Müslüman gençlerin bu cihada iÅŸtirak etmesini saÄŸlamak üzere Pakistan’ın üs olarak kullanılmasıydı. 

Dünyanın dört bir tarafından gelen gençler Pakistan istihbaratının kontrolündeki Karaçi, PeÅŸaver ve hatta Ä°slamabad’ta bulunan mücahit evlerinde ağırlanıyor, buradan da Afganistan cihadına önce eÄŸitim kamplarına sonra da savaÅŸ sahasına götürülüyordu.

Pakistan bunu yapmak zorunda hissediyordu kendisini, çünkü Rus yayılmacılığından korkuyordu, Afganistan iÅŸgali baÅŸarılı olursa Sovyetlerin bir sonraki hamlesinin kendisi olduÄŸunu biliyordu, Rusların sıcak denizlere inme ve ülkenin doÄŸal zenginliklerine el koyma emelleri bir sır deÄŸildi. Sovyetlerin emperyalist niyetlerinden korunma dürtüsü ve Batı’nın vaatlerine güvenmek Pakistan’a çok pahalıya mal olacaktı. 

1992 yılında Ruslar Afganistan’dan çekildiler. 1993 yıllarında Pakistan topraklarını açtığı mücahitlere ABD’nin baskısıyla savaÅŸ ilan etti. Dünün mücahitleri yeni dönemin teröristleri olmuÅŸtu. Pakistan istihbaratı, polisi vs. sokaklarda yakaladıkları baÅŸta Arap gençler olmak üzere cihada katılmak üzere gelmiÅŸ Ä°slâmcı gençleri ABD’ye ucuz bir fiyatla satıyordu.

Ä°hanete uÄŸrayan bu gençlerin öfkesi ABD ve Pakistan’a eÅŸit olarak yöneliyordu. Misafirperverlikte son derece hassas olan Pakistan halkı da öfkeliydi. Ä°slâmî hareketler ise bunu asla içlerine sindiremediler. Pakistan’a karşı hep olumlu bakan bu gençler artık bu kanaatlerinden vazgeçiyorlardı. 

Süreç böyle iÅŸlerken 11 Eylül olayları tam bir dönüm noktası oldu. Pakistan toprakları ABD’nin askerî operasyonlarına zorla açıldı. ABD terörist gördüÄŸü bütün yapılara yargısız infaz uygulamaya baÅŸladı. Bu da Swat bölgesinde mukim olan ve tarih boyu bağımsız yaÅŸamış silahlı PeÅŸtun kabileleri devletten ruhen koparmaya yaradı. 

Taliban hareketi bu zeminde ortaya çıktı. Bundan önce 1995-96 yıllarında ortaya çıkmış Taliban hareketi Afganistanlı medreselilerin kurmuÅŸ olduÄŸu ve Afganistan’a has bir hareketti. Ancak bu yeni dönemde Pakistan Taliban’ı da kuruldu ve devlete isyan baÅŸlattılar.         

Nükleer silahlara sahip tek Müslüman ülke olan Pakistan bu silahlarını korumak adına inanılmaz tavizler vermiÅŸti. Oysa nükleer silahlar bu tür müdahaleleri engelleyebilmek için vardı. Åžimdi hem nükleer silahları tehdit altında hem de iç istikrarını epey yitirmiÅŸ bir ülke konumunda. 

ABD, kelimenin tam anlamıyla Pakistan’ı ateÅŸe attı. Büyük devletlerle yataÄŸa giren ve her dediklerine onay veren ülkelerin nihayetinde zararı kendilerinin göreceÄŸini muhteris ve yetersiz liderler göremediler. 

YENÄ°AKÄ°T